20 Şubat 2014 Perşembe

Alüminyum Cephe Giydirme Hakkında Bilgiler...

GİYDİRME CEPHELERDE KULLANILAN ALÜMİNYUM KOMPOZİT VE KOMPAKT LAMİNAT PANELLERİN TEKNİK ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ÖZET

Giydirme cephe kaplamaları, yapıları dış etkenlerden korumak, aynı zamanda yapıda görsel bütünlük oluştu-rarak daha estetik görünümler elde etmek için kullanılırlar. Genel olarak bütün giydirme cephe malzemeleri eski ya da yeni yapıların mevcut cephelerinin üzerine çeşitli konstrüksiyon sistemleri ile bağlanarak uygula-nırlar. Böylece yapı yıpratıcı dış etkilere karşı (yağmur, rüzgâr, kar vb.) korumaya alınmış olur. Bu bakımdan dış cephede kullanılan kaplama malzemelerinin karakteristik özellikleri, yapının ömrü üzerinde birinci dere-cede önem kazanmaktadır.

Bu çalışmada, giydirme cephe kaplamalarında sıklıkla kullanılan alüminyum kompozit paneller ile kompakt laminat panellerin teknik özellikleri karşılaştırılmıştır.



Giydirme cephe sistemleri, yapının taşıyıcı elemanlarına (kolon ve kiriş sistemleri) bağlanan an-krajlar, bu ankrajlara sabitlenen alt konstrüksiyonlar ile cephe kaplama malzemelerinden oluşur. Ankraj sistemi ile yapıdan uzaklaştırılan yeni cephe sistemi, taşıyıcılık açısından yapıya bağlı ancak yalıtım de-ğerleri ve görsel temalar söz konusu olduğunda ya-pıdan bağımsız, kendi içinde bir bütün olarak çalı-şırlar. Cephe kaplama malzemeleri yapıyı dışardan tamamen kapladığı için, bu noktada yapıyı olumsuz etkileyebilecek bütün dış etkilerin muhatabı da cep-he kaplama malzemeleridir. Ayrıca yapı taşıyıcı sis-temi ile giydirme cephe elemanları arasında sistem gereği olarak bırakılan montaj boşluğunda hem hava sirkülasyonu sağlanır, hem de farklı yalıtım malze-meleri ile dolgu yapılarak kaplama malzemesinin yalıtım özelliğinin dışında ekstra olarak yapının gecirimsizligi artırılır.Böylece cephe kaplama elemanları estetik olarak güzel bir görünüm oluşturmasının yanı sıra yapıyı dış etkilere karsı koruyarak yapı ömrünü de uzatır.Bu noktada kullanılan kaplama elemanlarının teknik özellikleri önem kazanmaktadir.Giydirme cephe kaplamalarında özellikle son yıllarda sıklıkla kullanılan alüminyum kompozit paneller ve kompakt laminat paneller öncelikli olarak önem arz eden teknik özellikleri bakımından incelenmiş ve iki malzeme kendi arasında karsılaştırılarak sonuc aşagıda verilmiştir.


ALÜMİNYUM KOMPZOİT PANELLER 
Aluminyum kompozit paneller ileri teknoloji ile üretilmiş olup modern mimaride kullanılan ve sıklıkla tercih edilen bir yapı elemanıdır. 4mm polietilen dolgu ve 0.5mm +0.5 mm alüminyum levha ile kapli kompozit panellerin calışma ısıları -50 ile +80c arasındadır.100°C’lik ısı farkında genleşmesi 2.3mm dir.
ALUMİNYUM KOMPZOİT PANELLERLE İLGİLİ SAYISAL VERİLER
Dış malzeme 0.5 mm kalınlıkta aluminyum tabakadir.Çekirdek malzemesi minarel dolgulu (poliüretan)yanmaz cekirdektir.
üst yüzey lumiflon bazlı florokarbon boyadır.alt yüzey ise servis boyası yada polyester bazlı suya dayanıklı boyadır.

Isı Yalıtım Uygulaması Hakkında Bilgiler...

1-Isı yalıtımı nedir?
Binalarımız kışın soğur, yazın ise ısınır. Kışın kömür, doğalgaz gibi yakıtlar kullanarak evimizi soğumaması için ısıtır; yazın ise ısınan evimizi klimalarla soğuturuz.
Isı yalıtımı, kışın ısınmak yazın da serinlemek için harcadığımız enerjiyi azaltmak ve daha rahat ortamlarda yaşamak amacıyla binaların dış cephe duvarları, cam ve doğramaları, çatıları, döşemeleri ve tesisatlarında, ısı geçişini azaltan önlemler almaktır.
2- Isı yalıtımının faydaları nelerdir?
Yönetmeliklere uygun yapılacak ısı yalıtımı, ısınma veya serinleme amacıyla yaptığımız harcamalardan ortalama % 50 tasarruf ederek yazın serin kalmaya kışın daha iyi ısınmaya imkan sağlar. Dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağlıklı mekanlar oluşturur. Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan yoğuşmayı (terlemeyi)  önler. Isı yalıtımıyla ayrıca yakıt tüketimi ve dolayısıyla atık gazlar azaltılarak çevrenin korunmasına katkıda bulunulur.
3- Isı yalıtımı binanın nerelerine yapılır?
Isı yalıtımı
- Binaların çatı ve duvarlarına
- Toprak temaslı mahallere
- Katları ayıran döşemelere
- Tesisat boruları ve havalandırma kanallarına
- Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvarlara yapılır.
Ayrıca özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.
4- Isı yalıtımı nasıl yapılır?
Isı yalıtımı evlerimizin çatı, döşeme ve dışa bakan tüm duvarlarına ısı geçirmeyen malzeme uygulanmasıyla yapılır. Pencerelerde de özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Isı yalıtımı binaların içinden veya dışından uygulanabilir. Isı yalıtımının önemli bir unsuru da tesisatların yalıtılmasıdır.
5- Isı yalıtımının maliyeti nedir?
Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin % 2’si ile 5’i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için yatırım ve işletme maliyeti de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapacağınız harcamalar, sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.
6- Isı yalıtımı ne kadar sürede yapılır?
Binalarda yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak ısı yalıtımı uygulamaları, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarfında tamamlanır. Dıştan yapılan yalıtım uygulamalarının aşırı soğuk ve yağışlı günlerde yapılamadığı unutulmamalıdır.
7- Isı yalıtımının Türkiye’ye yararları nelerdir?
Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 3 milyar dolar tasarruf yapacağını göstermiştir. Ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri diğer önemli faydalar arasındadır.
Bu tasarrufun eğitim, sağlık vb. zorunlu ihtiyaçlarımıza aktarılacağını göz önüne aldığımızda, yalıtımın toplumsal refahımız için de önemli katkılarının olacağı bir gerçektir.
8- Isı yalıtımının dünyaya katkıları nelerdir?
Isı yalıtımı, binaların daha az yakıtla ısıtılmasını sağlayacağından atmosfere yayılan karbondioksit (CO2), kükürtdioksit (SO2) ve diğer gazlar azalır. Böylece atmosferde oluşan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulur. Dünyanın ısınması kutuplardaki buzulların erimesine ve iklim değişikliklerine yol açmakta; buna bağlı olarak  doğal hayat giderek yok olmaktadır.

Alüminyum Kompozit Panel Nedir.?

Merhaba Arkadaşlar Bugun Sizlere Aluminyum Kompozit Panel Hakkında Bilgi Verecegim Umarım Begenirsiniz.


İki alüminyum levha arasına yerleştirilmiş polietilen tabakadan oluşan alüminyum kompozit paneller, günümüzde bina cephe giydirme sistemlerinden, reklam, tanıtım ve dekoratif amaçlı uygulamalara dek geniş bir yelpazede kullanım alanı bulmakta ve gün geçtikçe giderek artan bir eğilimle yaygınlaşmaya devam etmiştir.
Alüminyum Kompozit Paneller ileri teknoloji ile üretilmiş olup, modern mimaride rahatlıkla kullanılan ve sıklıkla tercih edilen bir yapı elemanıdır. Her türlü bina ve konstrüksiyonda yeni bir görünüm ve modern çizgiler üretilmesine yardımcı olur. Binaların iç ve dış yüzeylerinde kullanılabilirliği alüminyum kompozit panelleri tercih edilen bir yapı malzemesi haline getirmiştir.
Çalışma ısısı -50 Oc / +80 Oc / 100 derecelik ısı farkında genleşme 2,3 mm/m'dir
Alüminyum Kompozit Panel, her iki yüzeyi çeşitli kalınlıklarda (0,50 mm, 0,30 mm, 0,21 mm) alüminyum arası non-toxic (çevre dostu) polietilenden oluşan, dış yüzeyi değişik renkler ile kaplanabilen, taşıma, depolama ve uygulama aşamasında renkli yüzeyin zarar görmemesi için plastik film kaplı olan ve modern mimari yapılarda sıkça tercih edilen bir kaplama malzemesidir.

Binaların kaplanmasında taş veya beton gibi malzemeler yerine Alüminyum Kompozit Panelleri’nin kullanılması binalara sıcak ve modern görünümler kazandırıyor. Bu sayede yepyeni ve temiz bir cepheye sahip olan binalar hem prestij kazanıyor, hem de bu binaların değerleri artıyor. Eski binalar da Alüminyum Kompozit Paneler ile kaplanarak yeni ve modern bir görünüme sahip oluyor.
Alüminyum Kompozit Paneller ileri teknoloji ile üretilmiş olup, modern mimaride rahatlıkla kullanılan ve sıklıkla tercih edilen bir yapı elemanıdır. Her türlü bina ve konstrüksiyonda yeni bir görünüm ve modern çizgiler üretilmesine yardımcı olur. Binaların iç ve dış yüzeylerinde kullanılabilirliği alüminyum kompozit panelleri tercih edilen bir yapı malzemesi haline getirmiştir.
Çalışma ısısı -50 Oc / +80 Oc / 100 derecelik ısı farkında genleşme 2,3 mm/m’dir
Alüminyum Kompozit Panel, her iki yüzeyi çeşitli kalınlıklarda (0,50 mm, 0,30 mm, 0,21 mm) alüminyum arası non-toxic (çevre dostu) polietilenden oluşan, dış yüzeyi değişik renkler ile kaplanabilen, taşıma, depolama ve uygulama aşamasında renkli yüzeyin zarar görmemesi için plastik film kaplı olan ve modern mimari yapılarda sıkça tercih edilen bir kaplama malzemesidir.
Alüminyum Kompozit Paneller
* Son derece dayanıklı ve uzun ömürlü,
* Diğer cephe kaplama malzemelerine oranla daha hafif,
* Düzgün yüzeyli, darbelere ve kırılmaya karşı dayanıklı,
* İşlenmesi kolay,
Bakım ve temizliği kolay,
* Geniş renk seçeneğine sahip,
* Titreşim emme özelliğine sahip ve korozyona karşı dayanıklı.
Alüminyum Kompozit Panelleri’nin uygulamalarında renk kartelasında yer alan temel renkler standart olarak mevcut. Bunların yanı sıra belli bir miktarın üzerinde tüm RAL renklerinde, özel renk ve ölçülerde imal edilmesi mümkün. Granit ve ahşap deseni gibi özel seçenekler de bulunuyor.

18 Şubat 2014 Salı

Aluminyumun Dünya Piyasındaki Yeri...

Alüminyum talebi küresel ısınma, nüfus, gelir ve şehirleşme artışının etkileri ile her gecen gün yükselmektedir.dünya alumniyum ticaret hacmi 2010 yılı itibari ile 292.7 milyar dolara ulaşmıştır.Bu büyük pastada türkiye 4.4 milyar dolarlık ticaret hacmi ile %1.5 lik bir pay almıştır.Türkiye büyük olan avrupa pazraı ve büyümekte olan orta dogu pazraına olan cografi yakınlıgı iç talebindeki artış potansiyeli yatırımlar sonucu artan kalitesi ve rekabetci avantantajları ile üretim kapasitesini her yıl ortalam %6.6 oranında artırmaktadır.Bunun yanı sıra yüksek enerji fiyatları ve kaynakların yetersizligi hammadde ve üretim teknolojilerinin ithalata dayanır olması sektörün önündeki engeller olarak ön plana cıkmaktadır. Bu bildiri ile ortaya koyulmak istenen türkiyenin uzun vadede sürdürülebilir bir büyümeyi nasıl mümkün kılması gerektigini düşündürmek ve ortak bir strateji oluşturmasını katkı saglamaktır.

Geçtiğimiz on yıl içerisinde Dünya alüminyum talebi, hızla artan nüfus şehirleşme ve küresel ısınma etkisi ile %65 lık bir artış göstermiştir.Talebe paralel artan üretim ve relabet sonucunda aluminyum boksit olarak cıkarılmasından nihai ürünlere dönüştürülmesine kadar küresel ve yerel oyuncuların stratejileri pazarı belirleyen en önemli unsur olmuştur.Aluminyum pazarındaki stratejilerin daha kolay anlaşılabilmesi için deger zincirinin her halkasına ayur bir bakış acısıyla bakmak ve degenerlendirmek gerekmektedir.
Boksit...
Alüminyum doğada boksit cevheri olarak bulunmaktadır. Bilinen dünya boksit rezervleri 2010  yılı ile yaklaşık 38 milyar tondur. Cevher olarak hemen hemen dünyanın bri cok bölgesinde boksit bulunuyor olsadayüzeye yakınlııgı ve yogunlugu acısından bakıldıgında dünyada on ülke dünya boksit rezervlerinin %87 sine sahiptir.

Dünya  Boksit rezervlerinin oldugu ülkeler 


Gine 8,6 Milyar ton %23
Avustralya 7,9 Milyar ton %21
Vietnam 5,4 Milyar ton %14
Brezilya 2,5 Milyar ton %7
Jamaika 2,5 Milyar ton %7
Çin 2,3 Milyar ton %6
Hindistan 1,4 Milyar ton %4
Guyana 900 Milyon ton %2
Yunanistan 600 Milyon ton %2
Surinam 600 Milyon ton %2
Kazakistan 400 Milyon ton %1


Aluminyumun Hammaddesi Boksit.

 Ülkemizin en zengin rezerve sahip olduğu madenlerden biridir. Boksit işlendikten sonra alüminyum elde edilir. Endüstride demir cevheri ürünlerinden sonra en fazla tüketilen maden durumundadır. Özellikle uçak gövdelerinin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Boksit, alüminyum üretiminde yararlanılan ve bileşiminin esası AlıO3 olan önemli bir taştır. İnce taneli ve katı killer halinde görülür. Çok hafif olması (özgül ağırlığı 2,6) nedeniyle uçak sanayiinde, otomobil yapımında ev eşyaları imalinde, hatta elektrik malzemesi yapılmasında gittikçe önem kazanmıştır. Ancak, alüminyum üretilmesi için çok elektrik enerjisine ihtiyaç olduğundan, yapılanların ucuza mal edilebilmeleri için özellikle de sugücü ile elde edilen elektriğin çok olduğu yerlerde bu sanayi yer tutmuştur. Sözgelişi, su gücü elektrik enerjisi çok olan fakat baksit madeni bulunmayan Norveç ve İsveç gibi ülkeler, bu madeni dışardan ithal etmişlerdir.

Türkiye'de alüminyum ham maddesi olan boksit yatakları, son zamanlarda Batı Toroslar bölgesinde (Konya ilinin Seydişehir ilçesi taraflarında) zengin olarak bulunmuştur. Bunu değerlendirmek üzere yakınındaki Oymapınar (Homa) santralinden faydalanılarak alüminyum üretimine geçme hazırlıklarına girişilmiştir.

Aluminyumun Bulunuşu Ve Tarihçesi...

Yerkabuğunda bol miktarda (%7,5 - 8,1) bulunmasına rağmen serbest halde çok nadir bulunur ve bu nedenle bir zamanlar altından bile daha kıymetli görülmüştür. Alüminyumun ticari olarak üretiminin tarihi 100 yıldan biraz fazladır.
Alüminyum ilk keşfedildiği yıllarda cevherinden ayrıştırılması çok zor olan bir metal idi. Alüminyum rafine edilmesi en zor metallerden biridir. Bunun nedeni, çok hızlı oksitlenmesi, oluşan bu oksit tabakasının çok kararlı oluşu ve demirdeki pasın aksine yüzeyden sıyrılmayışıdır.
Alüminyumun hurdalardan geri kazanımı, günümüz alüminyum endüstrisinin önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Geri kazanım işlemi, metalin basitçe tekrar eritilmesi esasına dayanır, ki bu yöntem metalin cevherinden üretimine nazaran çok daha ekonomiktir. Alüminyum rafinasyonu çok yüksek miktarlarda elektrik enerjisi gerektirir, buna karşılık geri kazanım işlemi, üretiminde kulanılan enerjinin %5'ini harcar. Geri kazanım işlemi 1900'lü yılların başlarından beri uygulanmakta olup yeni değildir. 1960'lı yılların sonlarına kadar düşük profilli bir faaliyet olarak devam eden geri kazanım olgusu, bu tarihte içecek kutularının alüminyumdan yapılmaya başlanması ile gündeme daha yoğun şekilde gelmiştir. Diğer geri döndürülen alüminyum kaynakları arasında otomobil parçaları, pencere ve kapılar, cihazlar, ve konteynerler sayılabilir.
Alüminyum reaktif bir metal olup cevherinden (alüminyum oksit, Al2O3) kazanımı çok zordur. Örneğin, karbonla doğrudan redüksiyonu, alüminyum oksitin ergime sıcaklığı yaklaşık 2000 °C olduğundan ekonomik olmaktan uzaktır. Dolayısıyla, alüminyum elektroliz yöntemiyle kazanılır. Bu yöntemde alüminyum oksit, ergimiş kriyolit içinde çözündürülür ve daha sonra saf metale redüklenir. Bu yöntemde redüksiyon hücrelerinin çalışma sıcaklığı 950-980 °C civarındadır. Kriyolit, Grönland adasında bulunan doğal bir mineraldir fakat alüminyum üretimi için sentetik olarak yapılır. Kriyolit, alüminyum ve sodyumun florürlerinin bir karışımı olup formülü Na3AlF6 şeklindedir. Alüminyum oksit (beyaz toz), yaklaşık %30-40 demir içerdiği için kırmızı renkli olan boksitin rafinasyonu ile üretilir. Bu işlemin adı Bayer işlemidir ve daha önceleri kullanılmakta olan Deville işleminin yerini almıştır.
Wöhler işleminin yerini alan elektroliz yönteminde her iki elektrot da karbondan yapılmıştır. Cevher bir kez ergimiş hale geldikten sonra iyonlar serbestçe dolaşmaya başlarlar. Negatif elektrotta (katot) gerçekleşen reaksiyon:
Al3+ + 3e- → Al
olup alüminyum iyonunun elektron alarak redüklendiğini gösterir. Alüminyum metali daha sonra hücrenin tabanına sıvı halde çöker ve buradan sifonlanarak dışarı alınır.
Öte yandan, pozitif elektrotta (anotoksijen gazı oluşur:
2O2- → O2 + 4e-
Anot karbonu bu oksijen ile oksitlenerek tükenir ve dolayısıyla düzenli aralıklarla yenilenmesi gerekir:
O2 + C → CO2
Katotlar elektroliz işlemi sırasında, anotların tersine, tükenmezler çünkü katotta oksijen çıkışı olmaz. Katodun karbonu, hücre içinde sıvı alüminyum ile örtülmüş olduğu için korunmalıdır. Öte yandan katotlar, elektrokimyasal işlemler gereği erozyona uğrarlar. Elektrolizde uygulanan akıma bağlı olarak, hücelerin 5-10 yılda bir tümüyle yenilenmesi gerekir.
Hall-Héroult işlemiyle alüminyum elektrolizi çok fazla elektrik enerjisi tüketirse de, alternatif yöntemler gerek ekonomik gerekse ekolojik olarak uygulanabilirlikten uzaktırlar. Dünya genelinde, ortalama spesifik enerji tüketimi, kg Al başına yaklaşık 15±0.5 kilowatt saat dir (52-56 MJ/kg). Modern tesislerde bu rakam yaklaşık 12.8 kW·h/kg (46.1 MJ/kg) civarındadır. Redüksiyon hattının taşıdığı elektrik akımı, eski teknolojilerde 100-200 kA iken bu değer, modern tesislerde 350 kA'e kadar çıkmış olup 500 kA'lik hücrelerde deneme çalışmaları yapıldığı bilinmektedir.
Alüminyum üretim maliyetinin %20-40'ını, tesisin bulunduğu yere göre değişmek üzere, elektrik enerjisi oluşturmaktadır. Bu nedenle alüminyum üreticisi işletmeler, Güney Afrika,Yeni Zelanda'nın Güney AdasıAvustralyaÇinOrta DoğuRusyaİzlandaKanada'da Quebec gibi elektrik enerjisinin bol ve ucuz olduğu bölgelere yakın olmak eğilimindedirler.
Çin 2004 itibarıyla, alüminyum üretiminde dünya lideridir.[4]